TSK TARİHİ BİR

GÖREV ALIYOR

Türk Silahlı Kuvvetleri, Kıbrıs harekatından bu yana en önemli ve en riskli bir sorumluluğun altına giriyor.

Irak’ın  bir bölgesini kontrolünde tutacak. Bu bölgede insanların rahat yaşamalarını sağlayacak, hastanelerin, okulların işlemesine yardım edecek. Büyük bir bölgede devriye gezecek, Irak vatandaşlarıyla iç içe yaşayacak, günlük yaşamı  tekrar rayına oturtacak.

Bu alanda çalışırken, Irak’ta işgal gücü gibi görünmemeye itina gösterecek.

Bütün bunları da, dilini, örf ve adetlerini bilmediği bir ortamda yapacak. Daha da önemlisi, Irak’ta istikrarın kurulmamasını isteyen Saddam yanlılarının olası saldırılarının tehdidi ile de karşı karşıya kalacak. 

Bu öylesine güç bir görev ki, böyle görevlere hazırlanmış, ellerinde tüm olanakları toplamış Amerikan ve İngiliz orduları dahi altından kalkamıyorlar.

TSK’ya verilen görev sadece askerlikle ilgili değil. Liderlik, halkı iyi yönlendirme, halkla ilişkiyi iyi bilmek ön plana çıkıyor.

Hepimizin kafasında aynı soru var:

“Bizim askerimiz bu zorlu sınavı  geçebilecek mi?”

Benim hiç kuşkum yok.

Bundan önceki deneyimlerine (Somali, Bosna ve  Afganistan) dikkat edersek, başarılı olmamaları için neden görmüyorum.

Tabii çözümün sadece bu bölümü Türk askerinin elinde. Diğer bölümü, Amerikan ordusunun tutumu ve Saddam yanlılarıyla mücadelesinde başarı kazanıp  kazanamayacağına da bağlı...

TSK BAŞARILI

OLACAKTIR...

Türk Silahlı Kuvvetleri, bu sınavdan başarıyla çıktığı taktirde, hem rkurum, hem de ülke büyük kazanımlar elde edecektir. Türkiye’nin uluslararası konumu çok farklılaşacaktır.

Irak’ta işgalci görünmeyen, toplumla barışık, kontrolü altındaki bölgeye huzur getirecek bir TSK, bölgedeki ağırlığını, etkinliğini arttıracaktır. Türkiye’yi yüceltecektir.