CHP, DEVLETİ Mİ,

HALKI MI GÖZETECEK?

Avrupa Birliği konusu CHP açısından da son derece önemli. Bu  tutum parti’nin Türkiye’nin geleceğine ne katkıda bulunacağını gösterecektir.

CHP, 6 ıncı Uyum Paketi tartışmaları sırasında nasıl politika yapmak istediğini, Türk gençlerine nasıl bir mesaj vereceğini ortaya koyacaktır.

Atatürk,’ün partisinin önünde üç seçenek bulunmaktadır:

1.  AKP’Yİ GÖRDÜĞÜ YERDE VURMAK:

CHP yönetimi, klasik bir Türk  muhalefet partisi gibi hareket eder ve partinin temel felsefelerini, ülkenin çıkarlarını değil, ne pahasına olursa olsun iktidar partisini vurma yöntemini seçebilir. Bunun iki örneğini Kıbrıs ve Irak tartışmaları sırasında gördük. “Türk askerinin Irak’a girmesini onaylayalım, ABD askerini veto edelim” gibi bir  mantık haritası gösteren CHP’nin bunu tamamen “AKP’yi gördüğü yerde vurmak- Muhalefet demek, iktidarın önerisi ne kadar doğru olursa olsun karşı çıkmayı gerektirir” anlayışıyla uyguladığı izlenimi giderek yaygınlaşıyor. Bu anlayış  sürecekse, CHP’nin AB’ye gidiş yolunu                – Atatürk’ün mirasına ihanet ederek-  zorlaştıracak, demektir.

2. DEVLETİ KUTSAMAK

CHP yönetimi,  6 ıncı paketi “devlet kontrolünün zayıflayacağı” gerekçesiyle de engelleyebilir. Partinin devletçi yönü ağır basar ve AB felsefesine karşı çıkar. Ben ne Deniz Baykal’ın ne de partinin böylesine kısır düşünebileceğine inanmıyorum.

3. AB’YE DESTEK VERİR:

CHP’den beklenen, bu aşamada (özellikle 6. paket oylamalarında) Türk gençliğinin önünü açması ve Avrupa Birliğinden müzakere tarihi alınması için desteğini vermesidir. Atatürk’ün partisine de bu yakışır. Devleti değil, gençliği ön plana çıkartması, CHP’nin geleceğini de etkileyecektir. AB’ye gidişi zorlaştıran, Devlet’i insan unsurunun önüne geçiren bir CHP bu tutumuyla siyasi geleceğini de  karartacaktır.