AKP?’Yİ YİNE

RAHAT SIKTI

?

İnsan inanamıyor.

?

AKP neden en olmadık zamanlarda ba?Ÿına dert açmaktan ho?Ÿlanır?

?

?œstelik yeni de de?Ÿil. Daha önceki örnekler de var.

?

En olmadık, en gereksiz bir a?Ÿamada en zor? sorunları ortaya atmakta ve büyük tartı?Ÿmalar ba?Ÿlatmakta ustalar

?

Y?–K, Türban, İmam Hatipler ile ilgili tartı?Ÿmalar da aynı de?Ÿil miydi? Ortada fol-yumurta yokken, bu konuları açmı?Ÿ ve sonunda altından kalkamayacaklarını anlayınca da geri adım atmı?Ÿlardı. ?œstelik tam o dönemlerde Kıbrıs çözümü ve reform paketleriyle ilgili fırtınalar esiyordu. Hükümet böylesine önemli, hayati konularla bo?Ÿazla?Ÿırken ba?Ÿına yeni sorunlar çıkarmı?Ÿtı.

?

İ?Ÿte ?Ÿimdi de, ortaya ZİNA tartı?Ÿmasını attılar. Neden çıktı? Nasıl çıktı? Kimden kaynaklandı? Bir türlü anla?Ÿılamadı. Sanki birkaç ay beklenemez miydi? Tam, Avrupa Birli?Ÿi? ile ilgili olarak hayati önemdeki bir rapor yayınlanmak üzeriydi ki, ZİNA sorunu kavgası ba?Ÿladı. Bunun AKP?’ye ne kazandıraca?Ÿı da hiç belli de?Ÿil.

?

AKP?’yi yönetenler ya ?“zamanlamanın ne anlama geldi?Ÿi?” bilmiyorlar veya biz hiçbir ?Ÿey anlamıyoruz...

?

?

?

?

?

?

?

FAHRENHEIT 9/11?’İ

BE?žENDİM, ANCAK?…

?

Moore?’un aylardır sözü edilen FAHRENHEIT 9/11 filminidi CNN T?œRK?’ün galasında seyrettim. Bazı? bölümlerini çok be?Ÿendim, bazı bölümlerini hiç be?Ÿenmedim.

?

BE?žENDİKLERİM

?

• Nefis bir görüntü seçimi, nefis bir montaj tekni?Ÿi?…
• Son derece ho?Ÿ? bir espri yakla?Ÿımı?…
• Müzi?Ÿin çok iyi kullanılmı?Ÿ olması?…
• Sava?Ÿ öncesinde ve sonrasında verilen demeçlerdeki çarpıklı?Ÿı anlatması?…
• Zamanlaması?…

?

BE?žENMEDİKLERİM:

?

• Anlatım dili çok karı?Ÿık?…
• Gere?Ÿinden fazla uzun?…
• Kompyo teorilerine a?Ÿırlık verilmi?Ÿ, buna kar?Ÿılık teoriler inandırıcı biçimde verilmemi?Ÿ.
• Tam bir Bush muhalefeti gibi davranmı?Ÿ?…

?

?–zetle, 9/11 bir belgesel de?Ÿil. ?‡ok ho?Ÿ bir TV programı.

?

?

?

?

8?’LİK DEPREMDE

10 YARALI (!)

?

hafta ba?Ÿında? Japonya yine sallandı. 7 ile 8 ?Ÿiddetindeki depremi televizyonlardan? izledik. Ekranlardaki sarsıntı öylesine netti ki, korkmamak elden gelmiyordu. Merakla bekledim, acaba kaç ki?Ÿi hayatını kaybetmi?Ÿti. Spiker ne dese be?Ÿenersiniz? Sadece 10 yaralı...

?

uygurlı?Ÿın ne demek oldu?Ÿu i?Ÿte bu tip olaylar sırasında anla?Ÿılıyor. Türkiye?’de 7-8 ?Ÿiddetindeki depremlerde? binlerce vatanda?Ÿımızın? hayatını kaybetti?Ÿi dü?Ÿünülürse, insan ya?Ÿamına verdi?Ÿimiz önem de artaya çıkıverir.

?

Deprem bizim de sorunumuz. Buna ra?Ÿmen do?Ÿru dürüst hiçbir önlem almıyoruz. Yetkililerimiz, bilim adamlarımız uyarıyor, önlemleri anlatıyor, ancak hiçbirimiz ciddiye almıyoruz.

?

Genel yakla?Ÿımımız, ?“bana de?Ÿil, ba?Ÿkalarına olur?” ?Ÿeklindedir. Hala ?“Kader bu... Ne yazılmı?Ÿsa o çıkar?” kafasındayız.

?

Sorarım, hangimizin evinde, deprem halinde kullanaca?Ÿımız çanta var? ?‡antanın içinde bir ?Ÿi?Ÿe su, bir düdük, bir fener, bisküvi gibi kuru basit yiyecekler konmu?Ÿ bizi bekliyor?

?

Felaket geldikten sonra ise, kendimizi? hiç suçlamayız. Suçu sadece devlete, resmi yetkililere yükleriz.

?

Anlayaca?Ÿınız, garip bir milletiz vesselam...

?

?

?

?

VERHEUGEN?’İN

SON GEZİSİ

?

Günter Verheugen, AB Komisyonu Geni?Ÿlemeden Sorumlu Komiseri olarak, Türkiye?’ye son ziyaretini yaptı. Verheugen yakla?Ÿık 5 yıldan beri Türkiye?’nin gündemini etkileyen bir isim. Do?Ÿrusunu söylemek gerekirse, belki ilk ba?Ÿlarda aleyhtar bir tutumdaymı?Ÿ gibi bir izlenim edinildiyse dahi, Verheugen son yıllarda, Türkiye projesinin en önemli destekçisi oldu. E?Ÿer bugün bir noktaya gelindiyse, onun etkin müdaheleleri önemli rol oynadı.

?

Verheugen, Kasım?’da göreve ba?Ÿlayacak ?yeni Komisyon?’da farklı bir alana kayacak, ancak göze yine de Türkiye?’nin üstünde.

?

Dört günlük bu ziyaretinin bir bilançosunu yaparsak ?Ÿöyle özetleyebiliriz:

?

?“Türkiye?’ye bir tarih verilecektir. Zira artık bir erteleme söz konusu olamaz. Asıl güç dönem de bundan sonra ba?Ÿlayacak?”.

?

?

?

?

?

?

?

?

T?œRKİYE RAPORUNU

MUTLAKA OKUYUN

?

Avrupa Birli?Ÿinin 17 Aralık?’ta alaca?Ÿı karar konusunda en etkin müdahele bir Sivil Toplum ?–rgütünden geldi.

?

Hakan Altınay?’ın direktörlü?Ÿünü yaptı?Ÿı Açık Toplum Enstitüsü, British Council ve Can Pakel?’in (TESEV) de katkısıyla müthi?Ÿ bir rapor gerçekle?Ÿti.

?

?žu isimlere bakın :

?

Martti Ahtisaari- Finlandiya eski cumhurba?Ÿkanı

Kurt Biedenkopt ?– Almanya Saxony Eski Ba?Ÿbakanı

Emma? Bonino ?– Avrupa Komisyonu eski komiseri- Avrupa Parlamentosu üyesi

Hans van den Broek ?– Hollanda eski dı?Ÿi?Ÿleri bakanı- Avrupa Komisyonu eski komiseri

Bronislaw Geremek ?– Polonya eski dı?Ÿi?Ÿleri bakanı- Avrupa Parlamentosu üyesi

Anthony Giddens- Londra Ekonomi ve Siyaset Bilimleri ?œniversitesi eski direktörü

Marcelino Oreja Aguirre- İspanya eski dı?Ÿi?Ÿleri bakanı- Avrupa Konseyi eski genel sekreteri- Avrupa Komisyonu eski komiseri

Michel Rocard- Fransa eski ba?Ÿbakanı- Avrupa Parlamentosu üyesi

Albert Rohan- Avusturya dı?Ÿi?Ÿleri bakanlı?Ÿı eski genel sekreteri

?

Bu imzalar, rapor kadar önemli. Zira her biri son derece saygın ve kimseye lütufta bulunmaya, çıkar kar?Ÿılı?Ÿı tek kelime etmeyecek ki?Ÿilere ait. Ayrıca, bir de raporun içeri?Ÿi var. Ben ?Ÿimdiye kadar Türkiye hakkında böylesine derli toplu, nefis bir dilde kaleme alınmı?Ÿ ve AB ülkelerinde Türkiye aleyhtarı görü?Ÿleri çürüten ba?Ÿka bir rapor ile kar?Ÿıla?Ÿmadım. Hele bazı bölümleri varki, i?Ÿin içinde İngiliz parma?Ÿı oldu?Ÿu hemen anla?Ÿılıyor.

?

Adı geçen bu Sivil Toplum ?–rgütlerine ne kadar te?Ÿekkür edilse yeridir.

?

E?Ÿer AB konusuyla ilgili iseniz veya dı?Ÿarıya bir makale yazmak, yabancı dostlarınızla tartı?Ÿmak istiyorsanız, mutlaka bu raporu bulun.

?(www.independentcommissiononturkey.org. 0212 287 99 86 Açık Toıplum Enstitüsü)

?

?œniversiteler için de, vazgeçilmez bir kaynak olu?Ÿturuyor.

?

?

?

?

?

?

İ?‡ERİDEN DI?žARIDAN

KIYIDAN KONU?žMALAR...

?

?“Aslında insan kalbini sarmamalı, hükmü bir gün süren gazete ka?Ÿıtlarına?” diye ba?Ÿlıyor Ece yeni kitaplarını anlatmaya. Sonra? da ekliyor ?“Dönen rotatife kaptırmamalı insan ince sözü, kırılgan cümleyi. Ama ben yaptım; İçimin en kuyusundan geçenleri bazen, gazetelere yazdım.?”

?

Eline, yüre?Ÿine sa?Ÿlık Ece. İyi ki yazdın. Biz de seninle okudukça içerde, dı?Ÿarda gezindik durduk. Co?Ÿturdun, hatırlattın bize unutulanları, bir de senin gözünden baktık artık görmediklerimize satırların arasında gezindikçe... ?“Bu yazılar yazıldıkları andan itibaren artık bana ait de?Ÿiller. Okudu?Ÿunuz anda size ait oldular?” diyor Ece. Siz de okuyun, içerden dı?Ÿardan, kıyıdan konu?Ÿmalara kulak misafiri olun... (Everest yayınları 0212 513 34 20-21)

?

?

?

?

?

?

?

?

?

?

?

B?–YLE SPOR

E?žİTİMİ OLUR MU?

?

Biri büyük ümid vaadeden bir atletimiz. İlerlemesi için Uluslararası deneyimi olan antrenörlerle çalı?Ÿması gerekirken, bu i?Ÿi kocasına? yaptırıyor. Sonra da, tamamen cehaletten kaynaklanan bir tutumla doping tuza?Ÿına dü?Ÿüyorlar.

?

Di?Ÿeri, ö?Ÿrencilerini dövdü?Ÿü iddia edilen halter antrenörü. İ?Ÿin daha komi?Ÿi, aynı hocayı bir ba?Ÿka ö?Ÿrencisi bakın nasıl savunuyor: ?“Evet hocam beni dövdü. ?‡ünkü Olimpiyatlara gitmeyecektim. Dövüp, zorla gönderdi. İyi ki de dövmü?Ÿ. Gidip ?Ÿampi?Ÿon oldum.(!)?”

?

Ne kadar ilkel, ne kadar komik bir durum. E?Ÿer bir ülkenin spora bakı?Ÿı bu ise, ne yaparsak yapalım bir yere varamayız.

?

Az geli?Ÿmi?Ÿli?Ÿin en tipik örneklerini sergiliyoruz.