TÜRK SİYASETİNİN

EFENDİSİ ÖLDÜ

İsmail Cem’i lik defa 1964 yılında Milliyet’te tanımıştım. Hepimizden çok farklıydı.

Siyaset’e ilk adımlarını atıyordu.

Dünya görüşü vardı. Sloganlı konuşmaz, olaylara ideoloji penceresinden bakmazdı.

Bilgisi vardı. Çok iyi bir eğitim almıştı. Aynı zamanda sanatçıydı. Çok güzel resim çekerdi.

O günlerde pek hoş görülmeyen Sosyal Demokrattı. Sosyalist dünya görüşünü çok iyi taşıdı.

Güzel konuşurdu. İki yabancı dil bilirdi.

Yakışıklıydı.

Kibardı.

Kavga etmez, ikna etmeye çalışırdı.

“Hep ben” demez, uzlaşı arardı.

İsmail Cem zaman içinde daha da gelişti ve Türk siyasetinin efendisi oldu. Kitapları, birikimi, entellektüel kapasitesi ile Türkiye’ye büyük katkıda bulundu.

İsmail Cem, Türkiye’nin Avrupalısıydı.

Türkiye’nin Avrupa’ya yürüyüşüne çok önem verirdi. Elini attığı her alanda başarılı idi.

Özetle, Türkiye kolay kolay üretemediği, yetiştiremediği bir değerini kaybetti. Kimileri için “Cem, bu ülkeye fazlaydı”, kimileri için “Cem, daha çok katkıda bulunabilecekken erkenden gitti”.

Doğrudur...

Cem’i çok erken kaybettik.